Çocukluk anıları hepimiz için en büyük hazinedir. Özlemlerimiz o günlere ait hep diri olur.
Saf ve temiz duygularımızın elbette çok büyük payı var, hatıralarımızın hep canlı ve dün gibi gözümüzün önünde olmasında.
Unutulmaz çocukluk anılarımdan biri kaynağından su içmek için babaannemle harcadığımız emek bu günlerde daha çok masal gibi geliyor. Şişelenmiş suları içmek ve her geçen gün su kaynaklarımızın azalması, o zamanki yaşadığımız zaman masal gibi geliyor.
Çocukluğum köyde geçti ve ben her bahar doğada kendimi bulurdum. Otların, mantarların, çiçeklerin içinde büyüdüm. İlham geldikçe arada o günleri yazabilmeyi ne çok isterim. Babaannem çok güzel yemekler yapardı, malzemesi ya doğadan ya da kendi ektiği bittiği ürünlerden olurdu. Köylü onun yaptığı yemeği bunu “Safiye Ana” yapmış diyecek kadar lezzetinden anlardı.
Çoğu zaman ikimiz dağ tepe yenilebilir bitkileri mantarları toplamaya giderdik. Böyle zamanların birinde, ilkbaharın güneşi bizi alıp küçük küçük tepeleri aşarak, eski köy dediğimiz yere kadar geldik. Epey yorulduk, açıktık ve susadık. Dere hemen yakınımızda ve dereden akan suyu içmem diye tutturdum. Sebep ise suyun yukarısında kötü kişiler zehirli bir şey atmış olabilir ve biz ölebilirdik. Yedi sekiz yaşında bir çocuğun hayal dünyasında o zamanlar dağlarda anarşistler olabilir ya da masallardan öğrendiğimiz kötü adamlar ya bize bir şey yaparsa diye düşündüm herhalde. Bu suyu içmem diye tutturdum. Babaannem akan su pislik tutmaz dese de ben nafile buna ikna olmamıştım.
Bu susuzluk ve yorgunlukla bir dik tepe daha çıkıp, suyun kaynağına ulaşmak için yola düştük. Daha önce hiç kaynağından su içmeyen ben nasıl hayal kurduysam suyun gözüne (kaynağına) ulaştığımızda üstünü ağaçların yaprakları kaplamıştı. Hatırladığım bende yine çocuklara özgü hayal kırıklığı. Benim daha temiz su hayalim, susuzluğum ve bilgisizliğim ile mızmız ededurayım, babaannem elleri ile yaprakları açıp, suya elleri ile biraz yol açtı ve temiz su narin narin akmaya başladı. Kısa bir anda su gözü tertemiz berrak oldu. Ben kana kana avuçlarımda suyu içtim.
Su hikayem her sıkıştığımda bana yol gösteren rehberim olmuştur. İçinden çıkılmaz durumlarda hep bu suyu düşünürüm. Su engel tanımaz, su güçlü ise dağlar taşlar aşıp, her engeli aşar; derelere, nehirlere ve denizlere ulaşmanın bir yolunu hep bulur. Biz insanlarda isteklerimizde kararlı isek hep bir yolu vardır. Önemli olan ona ulaşmak için motivasyon kaynağımızın olması.