Uzman Görüşü | Dilek Yurdabak Manik
“Dünyanın Geleceği Oyununu çok değerli bir eğitimsel enstrüman olarak görüyorum”
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri mezunu, aynı üniversitede yetişkin eğitimi alanında master eğitimi yapmış, pedagog, psikolojik danışman ve eğitimci Dilek Yurdabak Manik ile keyifli ve bilgilendirici bir söyleşi yaptık.
Söyleşimizde; Eğitimde oyun ve oyunlaştırma, 21. Yüzyıl çocuklarının yeni profili ve Dünyanın Geleceği Oyununun 21. Yüzyıl çocukları için neler sunduğu, öğretmenlerimizin Dünyanın Geleceği oyununu kullanarak ne gibi öğrenme süreçleri tasarlayabilecekleri gibi pek çok konuya değindiğimiz söyleşimizi aşağıdaki satırlarda sizlerle paylaşıyoruz.
Öncelikle sizi tanımak ve tanıtmak isteriz, Dilek Yurdabak Manik kimdir?
Dilek Yurdabak Manik bir eğitim bilimleri uzmanı ve psikolojik danışmandır. 1992 yılında Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri- Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra 1995-97 yılları arasında aynı üniversitede Yetişkin Eğitimi alanında yüksek lisans programına devam ettim.
Profesyonel yaşamımda; insan kaynakları geliştirme ve yetenek yönetimi ağırlıklı çalıştım. öğretmenler ve yönetici adayları için takım çalışması, liderlik, iletişim, kalite odaklılık becerilerini geliştirmek üzere farklı sektörlerde çalışan orta ve üst kademe yöneticiler ve yönetici adaylarına yönelik eğitimler verdim. Kalite yönetimi süreçleri kurdum. Okullarda öğretmen eğitimleri yanında eğitim modeli tasarımı ve akademik koordinatörlük yaptım. Uluslararası kurumlar ve önde gelen ulusal markalarda iyi okullardan mezun profesyonellerin iş yetkinliklerinin yaşamın erken dönemlerinde temellenmiş olmasının önemini fark ettim.
Eğitimde oyun ve oyunlaştırmanın önemi nedir?
Oyunlar ve oyunlaştırmalar çocuklara doğal bir öğrenme ortamı oluşturdukları için çok değerliler. Oyun ortamının konforunda çocuklar öğrendiklerini iç motivasyonla geri çağırıyor, var olan bilgilerini anımsamakla kalmayıp onları sentezleyip-dönüştürerek kullanılabilir bir hale getiriyorlar, bir fikir ve esin kaynağına dönüştürüyorlar. Öğrenen merkezli bu öğrenme ikliminde en etkili öğretim tekniği olan yaparak-yaşayarak öğrenme uygulanıyor. Simülatif öğrenme sürecinde hatırlanan bilgi yaşamsal sorunlarla ilişkilendirilerek derinlikle kavranıyor. Soyut kavramsallaştırma ve yansıtma ile pekişiyor. İletilen bilgi kalıcı oluyor, bir fikir ve tasarım için esin kaynağına dönüşüyor. Öğrencilerin hazır bulunuşuna uygun, iç motivasyonun ateşleyiciliğinde, oyun ortamının uyardığı ilgi ile, kolaylaştırıcı rolü üstlenen öğretmenlerin yürütücülüğünde mükemmel bir öğrenme süreci yaşanıyor.
Dünyanın Geleceği Oyunu ‘nu 21. Yüzyıl çocukları için ne anlama geliyor?
- Yüzyıl, hepimiz için biraz kafa karıştırıcı, biraz zorlayıcı, belirsizlikleri ve hızlı değişime adaptasyon baskısı ile sıkıntılı olabilen bir süreç yaşattı, yaşatıyor. İyi yanı da mevcut elbette. Uyarıcı, zorlayıcı ve hızlı adaptasyon yetisini güdüleyici bu süreçte hepimiz daha dinamik, değişime açık, yenilikleri takip eden ve uygulayan bireylere dönüştük.
Dünyanın Geleceği(DG) oyunu da çocukların dünyasını zenginleştiriyor ve dünyaya bakış penceresini genişletiyor. Şimdiye kadar onlara hiç sorulmayan soruların yer aldığı bu öğrenme fırsatı çocukların var olan bilgi birikimlerini fark etmelerini, içselleştirmelerini, yaşamla ilişkilendirerek derinleştirmelerini ve daha kalıcı hale getirmelerini sağlıyor.
Oyun bunların yanı sıra gelecekte karşılarına çıkabilecek büyük sorunlara nasıl yanıtlar verebileceklerine dair bir tür gelecek hafızası geliştirmelerine imkân sunuyor. Çocukların kendilerini tanıyarak ilgi alanı belirlemesini, meslek seçimi için yönelim farkındalığı geliştirmelerini sağlıyor. Dünyanın Geleceği oyunu eleştirel düşündürücü, yaratıcı özgüven geliştirici bu oyun ile kişisel farkındalığı, sosyal farkındalık ve empatiyi geliştiren çocuklar, empatize ettikleri ihtiyaçlar için adanmışlıkla fark yaratacak performans ortaya koyma deneyimine hazırlanıyorlar.
Sürdürülebilirlik yetkinliklerinden öğrenmeyi öğrenme, yılmazlık ve adanmışlık böylece temelleniyor. Online ve off line atölyelerde çocuklar problemlerle direkt karşılaşıp onları tespit etme ve çözümü projelendirme şansını yakalıyorlar. DG son derece provakatif bir oyun.
Çocukların bir sav ortaya koyabilmelerini, bunu savunucu ve geliştirici fikirler üretebilmelerini, karşıt düşüncelere de açık olmayı ve eleştirilere saygılı olmayı öğretiyor. Geleceğin bilim ve düşün insanlarını, yöneticilerini, aktivistlerini esinleyerek sürdürülebilirlik adına özel bir görevi yerine getiriyor. Bu sebeplerle ben Dünyanın Geleceği oyununu çok değerli bir eğitimsel enstrüman olarak görüyorum.
Öğretmenler Dünyanın Geleceği oyununu kullanarak ne gibi öğrenme süreçleri tasarlayabilirler?
Bu konuyu oyunla ilk tanıştığım andan itibaren çok düşündüm. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yönelik odaklanmamın da yoğunlaştığı bir dönemde tanıştım DG oyunu ile ve bir eğitimci eğitmeni olarak eğitimciler bunu nasıl ve ne şekilde kullanmalı sorusunu sordum kendime o dönemde.
Çünkü oyunda çok değerli bilgiler veriliyor. Bu bilgeleri bir çerçeve içinde alıp özümseyen çocuklarımız bunu geleceklerinde referans olarak kullanabilmeliler.
STEM atölyeleri düzenlemek isteyen eğitimcilerin bu kurgunun hemen başında çocukların merakını uyarıp, araştırma yapıp keşif yoluyla öğrenmelerini; Disiplinler üstü düşünmesini, STEM tabanlı tasarım için proje fikri üretebilmelerini sağlamakta oyunun etkileri oldukça yüksek olacaktır.
Bir grup tartışması veya bir beyin fırtınası öncesinde fikir verici, provake edici olarak kullanabilir eğitimciler oyunu. Farkındalık mesellerinde hem sosyal hem ekonomik hem de ekolojik boyutlarıyla oyun BM amaçlarına göndermeleri yapabildiği için Dünyanın Geleceği oyunu hızlı bir turla çocukların keyifli bir ortamda genel farkındalık edinmelerini sağlayabilir. Salt STEM değil aynı zamanda STEAM atölyelerinde de oyun hazırlık aşamasında kullanılabilir. DG oyunu içine sanatsal çalışmaları da alacak 21. Yüzyıl eğitim çalışmalarında önemli bir kolaylaştırıcı etkisi sunuyor.
Oyun hemen her branştan öğretmenlerin müfredatta yer alan kazanım hedeflerini işlerken öğrenme ortamını zenginleştiriyor. Müfredatına bir şekilde kolaylaştırıcı olarak dokunuyor, hatta bazı konuların oyuna bağlı Sınıf öğretmenleri, Fen bilimleri öğretmenleri (alt branşlarda fizik, kimya ve biyolojinin müfredatlarında da), Sosyal bilimler öğretmenleri (alt branşlarda coğrafya, tarih, felsefe grubu, sanat tarihi gibi derslerde de)matematik öğretmenleri, özel branş eğitimcileri gibi eğitimin farklı kanallarındaki öğretmenlerimiz için kazanım ve müfredat eşleştirmeleri veya SKA odaklı özgün çalışma atölyeleri kurmalarında oyunu salık verebilirim.
6 Şapka Düşünme Tekniği Eğitimleri öncesinde de öneriyorum ben Dünyanın Geleceği oyununu. Çok daha spesifik olarak model BM faaliyetlerinde, tartışma, akıl yürütme, fikir oluşturma gibi başlangıç süreçlerinde oyuna atölyelerde yer vermenin önemini de vurgulamak isterim. MUN eğitimleri için de tartışma ve proje üretebilmeleri açısından oyun bana göre kıymetli avantajlar sunar eğitim kurumuna ve eğitimci arkadaşlara.
Çok teşekkür ederiz değerli paylaşımlarınız için. Son olarak neler paylaşmak istersiniz?
Eğitimciler, ebeveynler ve sıradan yurttaşlar olarak bizler gelecekten sorumluyuz. Artan belirsizlik ve karmaşıklık yanında yapay zeka, dijitalleşme ve otomasyonun etkisiyle iş gücünün yetkinliklerinin dönüşmesi gerekiyor. Yakın gelecek radikal değişikliklerle geliyor.
BM 2015 Paris Deklarasyonunda 17 amaç ve yüzlerce hedef ortaya koyarak bu sorumluluğu Hedef 2030 Sloganı ile tüm dünyaya deklare etti. Aradan geçen 6 yılın sonunda 2030 için kartlar bugün yeniden dağıtılıyor. Yetenek dönüşümü ihtiyacı, öğrenme deneyiminin iyileştirilmesini gerektiriyor.
Eğitimde geleneksel içerik yerini, daha kişiselleştirilmiş, iç motivasyonla öğrenmeyi merkeze alan, eleştirel düşünme, doğru soruları sorma, ikna etme, sürdürülebilirlik bilinci ve etiği ile karar verme, yaşıtlar arası öğrenme ve işbirliğini vurgulayan bir yapıya terk ediyor.
Ülkemizde ve tüm dünyada, veri analizi, problem çözme, yaratıcılık, hızlı prototip oluşturma, zorluklarla baş etme ve değişime adaptasyonu da içine alan proje bazlı öğrenmeyi kullanarak yeni bir öğrenme deneyimi modeline ihtiyaç var.
Çocukların gelecek hafızası edineceği similasyonlarla; diplomat, mühendis, teknoloji tasarımcısı, veri analisti, aktivist, araştırmacı, sosyal etki tasarımcısı gibi rollere hazırlanması imkansız değil.
Burada önemli rol eğitim camiasına ve ebeveynlere düşüyor. Çocukların kalkınma hızlandırıcısı olma potansiyellerini fark etmeleri ve öz yeterlilik kazanmaları mümkün.
Dünyanın Geleceği kutu oyunu ve Etkini Göster Atölyeleri ile amacımız yetkinlik dönüşümünde hızlandırıcı katkı sunmaktır.
Dilek Yurdabak Manik
PDR Uzmanı|Pedagog